- Katılım
- 10 Mar 2024
- Mesajlar
- 38
- Tepkime puanı
- 5
Zaman bizler için önemli bir unsurdur. Hiçbir şeyle değer biçilemez. Zamanı geri alamayız bundan dolayı etkin bir şekilde kullanmamız gerekir. Zamanımızı bizler için değerli olan şeylere harcamalıyız.
Zaman, kumdan yapılmış bir kale gibidir bir kere yıkıldı mı bir daha yenisi yapılamaz. Bir solukta savrulmuş anlara benzer. Geçmişin gizemli labirentlerine dönüşüm halidir.
Hayat, zamanın dansıdır. Bir melodi gibi yavaşça başlayan anlarda saklıdır. Önemli olan içindeki gizemi çözebilmektir. Hızlanan, coşkulu bir ritme dönüşür.
Zaman, insanoğlunun en değerli hazinesidir ve bir o kadar da acımasızdır. Kendi içinde birikmişliği vardır. Bir anda öfkesini kusar.
Onu yakalamak için çabalarken, bir bakmışsın ki avuçlarımız boş kalmış. Neye uğradığını bile anlamazsın…
Hayat, zamanın hüznü ve neşesiyle dolup taşar. Zamanın peşinde koşmakla geçmişti çoğu zaman… Sadece fark etmemişizdir, anın değerini.
Zaman, durağan bir nehir değil de daima akan bir nehirdi. Biz, o akıntıya kapılmış gemiler, yönümüzü belirlemek için çırpınıp duruyorduk.
Zamanın dansında kaybolmuştuk belki, ama belki de bulmuştuk bir parça huzuru. Çünkü hayat, zamanla işte böyle bir dans ve biz her adımda kendimizi buluyorduk.
Zaman, kumdan yapılmış bir kale gibidir bir kere yıkıldı mı bir daha yenisi yapılamaz. Bir solukta savrulmuş anlara benzer. Geçmişin gizemli labirentlerine dönüşüm halidir.
Hayat, zamanın dansıdır. Bir melodi gibi yavaşça başlayan anlarda saklıdır. Önemli olan içindeki gizemi çözebilmektir. Hızlanan, coşkulu bir ritme dönüşür.
Zaman, insanoğlunun en değerli hazinesidir ve bir o kadar da acımasızdır. Kendi içinde birikmişliği vardır. Bir anda öfkesini kusar.
Onu yakalamak için çabalarken, bir bakmışsın ki avuçlarımız boş kalmış. Neye uğradığını bile anlamazsın…
Hayat, zamanın hüznü ve neşesiyle dolup taşar. Zamanın peşinde koşmakla geçmişti çoğu zaman… Sadece fark etmemişizdir, anın değerini.
Zaman, durağan bir nehir değil de daima akan bir nehirdi. Biz, o akıntıya kapılmış gemiler, yönümüzü belirlemek için çırpınıp duruyorduk.
Zamanın dansında kaybolmuştuk belki, ama belki de bulmuştuk bir parça huzuru. Çünkü hayat, zamanla işte böyle bir dans ve biz her adımda kendimizi buluyorduk.