BAROK SANAT AKIMI
İspanyolca da düzensiz inci anlamına gelir. Barocco kelimesinden türer. Türkçede ise aşırı süslü sanat üslubu anlamına gelir. Asimetri ve hareket vardır. Duygusal yoğunluk vardır. İdealize edilmemiş ışık efektleri ile gelen dinamizm vardır. Karanlık fonun önündeki aydınlık figürler dokunuyormuş gibi hissettirir.
Rönesansın aksine Barok sanatında kavisler, şaşalı kubbe ve süslemeler vardır. Dramatikliği tabloya katmak ve dikkati belirli bir yöne çekmek için Kiaroskuro (Chiaroscuro) tekniği kullanılır.
Barok sanatının öne çıkan isimlerinden Caravaggio’yu inceleyelim.
Michelangelo Merisi da Caravaggio (1571- 1610)
Katil, kavgacı bir tip olarak bilinen Caravaggio İtalya’da dünyaya gelir. Soy adını Caravaggio kasabasından alır. Babası duvar ustasıdır annesi aristokrat aileden gelir. Veba salgını sırasında bu kasabaya taşınırlar. Henüz 11 yaşındayken salgın sebebiyle babasını kaybeder. Ailesi dağılmış durumdadır. Söylentiye göre sanatçı kardinalde çalışırken kardeşi onu ziyarete gelir fakat o görmezden gelir. Çıraklığı sırasında Da Vinci gibi sanatçılardan etkilenir. Bu sıralarda Lombardiya resim sanatını öğrenir. Günlük yaşamdan sahnelerin, rengin gerçekçi dille betimlediği kendine has üslubunu geliştirir.
1592 sonbaharında onu Roma’ya gelmeye mecbur bırakan bir kavga (veya suçlama) vardır. Bu kavga oyun sonucu çıkar. Palla maçı Toskana köylerinde oynanan tenisle ortak yanları bulunan İtalyan top oyunudur. İki takım da suç örgütüdür. Öfkeli Caravaggio, çete lideri olan Ranuccio Tomasgoni’yi öldürür. Bunun üzerine Roma’dan Napoli’ye kaçar.
Sanatçı sürgün hayatı sebebiyle sürekli rota değiştirir. Aynı zamanda kendini de geliştirir. Napoli’de eserleri büyük ilgi görür. Bunun üzerine Napoli sanatıyla ilgilenir.
İdamdan kaçmak için sıradaki durak Malta’dır. Burada şövalye olmak ister. Ve bunu başarır. Fakat bir kural vardır ki şövalyeler kendi arasında kavga edemez. Caravaggio bunun da sınırını aşar. Kavgaya tutuşur. Şövalyelikten atılıp hapse girer. Bir şekilde kaçmayı başarır (Tanıdıkları vesilesiyle çıktığı söyleniyor). 1610’da buradan da kaçıp af için Roma’ya gitmek ister. Fakat yolunda gitmez işler. Roma’ya giden gemiye biner. Orada durdurulup suçlu gerekçesiyle hapse attırılır. İki gün hapiste kalır. Çıktıktan sonra gemi gitmiştir. Amacı, tablolarıyla Papaya gidip af dilemektir. Yaklaşık 200 km bataklık alanda yürür. Buna bağlı olarak kalp krizi geçirir ve 18 Temmuz’da hayata gözlerini yumar. Ölümünün ardından Roma’dan af mektubu gelir.
Barok sanatının en önemli sanatçılarından Caravaggio, kendisinden gelen sanatçıları da etkilemiştir.
Judith Holofernes’in Başını Keserken
Ressam, eserin temasını İncil’den almıştır. Judith ismindeki genç kızın vatanı, general önderliğinde işgal edilecektir. Holofernes, Judith’in güzelliğinden etkilenmiştir. Bu sayede Judith çadıra girmeyi başarır. Amacı Asur generali Holofernesi önce sarhoş etmek sonra ise kafasını kesmektir. Olayı tam kafa kesilirken resmeder. İşte dinamizmi burada görebiliriz. Bir an’a tanık oluyoruz. Kıpkırmızı kan fışkırıyor ve Holofernes acı içinde bağırıyor. Bu olaya sadece tablodakiler değil biz izleyiciler de tanık oluyoruz.
Judith’in sağında bir hizmetçi var. Elindeki torbayla acımasızca bakıyor bu olaya. Gözleri, hadi bitir bu işi der gibi. Onun aksine Judith yaptığı eylemden epey rahatsız bir durumda. Judith kestiği kafayı işgal güçlerine gösterir. Liderlerini bu halde gören işgalciler korkup geri çekilir. Bu planla, halk işgalden kurtarılır.
Sergilendiği yer: İtalya, Roma.
Ölçü: 145 cm * 195 cm.
Teknik: Yağlıboya.
Yıl: 1599.
İspanyolca da düzensiz inci anlamına gelir. Barocco kelimesinden türer. Türkçede ise aşırı süslü sanat üslubu anlamına gelir. Asimetri ve hareket vardır. Duygusal yoğunluk vardır. İdealize edilmemiş ışık efektleri ile gelen dinamizm vardır. Karanlık fonun önündeki aydınlık figürler dokunuyormuş gibi hissettirir.
Rönesansın aksine Barok sanatında kavisler, şaşalı kubbe ve süslemeler vardır. Dramatikliği tabloya katmak ve dikkati belirli bir yöne çekmek için Kiaroskuro (Chiaroscuro) tekniği kullanılır.
Barok sanatının öne çıkan isimlerinden Caravaggio’yu inceleyelim.
Michelangelo Merisi da Caravaggio (1571- 1610)
Katil, kavgacı bir tip olarak bilinen Caravaggio İtalya’da dünyaya gelir. Soy adını Caravaggio kasabasından alır. Babası duvar ustasıdır annesi aristokrat aileden gelir. Veba salgını sırasında bu kasabaya taşınırlar. Henüz 11 yaşındayken salgın sebebiyle babasını kaybeder. Ailesi dağılmış durumdadır. Söylentiye göre sanatçı kardinalde çalışırken kardeşi onu ziyarete gelir fakat o görmezden gelir. Çıraklığı sırasında Da Vinci gibi sanatçılardan etkilenir. Bu sıralarda Lombardiya resim sanatını öğrenir. Günlük yaşamdan sahnelerin, rengin gerçekçi dille betimlediği kendine has üslubunu geliştirir.
1592 sonbaharında onu Roma’ya gelmeye mecbur bırakan bir kavga (veya suçlama) vardır. Bu kavga oyun sonucu çıkar. Palla maçı Toskana köylerinde oynanan tenisle ortak yanları bulunan İtalyan top oyunudur. İki takım da suç örgütüdür. Öfkeli Caravaggio, çete lideri olan Ranuccio Tomasgoni’yi öldürür. Bunun üzerine Roma’dan Napoli’ye kaçar.
Sanatçı sürgün hayatı sebebiyle sürekli rota değiştirir. Aynı zamanda kendini de geliştirir. Napoli’de eserleri büyük ilgi görür. Bunun üzerine Napoli sanatıyla ilgilenir.
İdamdan kaçmak için sıradaki durak Malta’dır. Burada şövalye olmak ister. Ve bunu başarır. Fakat bir kural vardır ki şövalyeler kendi arasında kavga edemez. Caravaggio bunun da sınırını aşar. Kavgaya tutuşur. Şövalyelikten atılıp hapse girer. Bir şekilde kaçmayı başarır (Tanıdıkları vesilesiyle çıktığı söyleniyor). 1610’da buradan da kaçıp af için Roma’ya gitmek ister. Fakat yolunda gitmez işler. Roma’ya giden gemiye biner. Orada durdurulup suçlu gerekçesiyle hapse attırılır. İki gün hapiste kalır. Çıktıktan sonra gemi gitmiştir. Amacı, tablolarıyla Papaya gidip af dilemektir. Yaklaşık 200 km bataklık alanda yürür. Buna bağlı olarak kalp krizi geçirir ve 18 Temmuz’da hayata gözlerini yumar. Ölümünün ardından Roma’dan af mektubu gelir.
Barok sanatının en önemli sanatçılarından Caravaggio, kendisinden gelen sanatçıları da etkilemiştir.
Judith Holofernes’in Başını Keserken
Ressam, eserin temasını İncil’den almıştır. Judith ismindeki genç kızın vatanı, general önderliğinde işgal edilecektir. Holofernes, Judith’in güzelliğinden etkilenmiştir. Bu sayede Judith çadıra girmeyi başarır. Amacı Asur generali Holofernesi önce sarhoş etmek sonra ise kafasını kesmektir. Olayı tam kafa kesilirken resmeder. İşte dinamizmi burada görebiliriz. Bir an’a tanık oluyoruz. Kıpkırmızı kan fışkırıyor ve Holofernes acı içinde bağırıyor. Bu olaya sadece tablodakiler değil biz izleyiciler de tanık oluyoruz.
Judith’in sağında bir hizmetçi var. Elindeki torbayla acımasızca bakıyor bu olaya. Gözleri, hadi bitir bu işi der gibi. Onun aksine Judith yaptığı eylemden epey rahatsız bir durumda. Judith kestiği kafayı işgal güçlerine gösterir. Liderlerini bu halde gören işgalciler korkup geri çekilir. Bu planla, halk işgalden kurtarılır.
Sergilendiği yer: İtalya, Roma.
Ölçü: 145 cm * 195 cm.
Teknik: Yağlıboya.
Yıl: 1599.